Hürriyet ve Emeğe Saygı


Blogumdaki fotoğrafları kullanan pek çok site, dergi ve gazete oldu. Bununla  gurur duyuyorum.

2012 yılı benim için zor geçiyor. Keskin bir dönemeçden geçiyorum. Yaşamımda değişiklikler oluyor. Bu sırada bu blogum ve diğer bloglarımlada fazla ilgilenemiyorum.  Bir yıllık sosyal medya tatili diyebilirim.

Bu yazıyı niçin yazıyorum ? Blogumdaki bir fotoğraf izinsiz kullanıldı. İzinsiz kullanan Türkiye ‘nin en büyük medya grubunun internet sitesi olunca, kopyaları dağıldı. Yorum yazdım, ettim ve sonuç değişmedi. Simavi Vakfı ‘nın bursuyla okumuş birisi olarak Hürriyet ‘e herzaman saygım-sevgim vardır. Bir sosyal medya emekcisiyim, bir sokak fotoğrafcısıyım.

Bir sokak fotoğrafcısının, bir şehir blogcusunun hayatı kolay değildir. 10 kiloyu aşan bir fotoğraf çantası ile dolaşırız. Mitingler, gösteriler, ıssız sokaklar bilinmezliklerle doludur. İmamı, bekcisi , güvenlik görevlisi engeller, bir sürü sokak serserisi yolunu keser. Bunca zorluğuda para için değil, keyif için yaparız.

https://twitter.com/ozgur_ozkok/status/241283205142024193

Bu saygısızlığa, sosyal medya emekcileri adına tepki gösteriyorum.


boğazına takılacak bu lokma #HurriyetEmegeSaygi göster

11 responses to “Hürriyet ve Emeğe Saygı

  1. Sevgili Özgür,

    Kendini sosyal medya emekçisi olarak ifade etmişsin… Emekçi sözü, Fransızca prolétaire’in dilimizdeki karşılığıdır. Emeğini satarak geçimini sağlayan kişi demektir. Hobi olarak yaptığın bir iş seni o konunun emekçisi yapmaz. Yani bir sosyal medya emekçisi değilsin. Fakat senin hırsızlıkla suçladığın editör ise, geçimini bu işten kazandığı için bir sosyal medya emekçisi sayılabilir. Hobilerinde başarılar dilerim.

    Sevgiler.

    Melek

    • Slm Mlk,

      yazdıklarında haklı olduun noktalar var. Fakat bu blogun sahibi sanırım 50’li yaşlarında bir yazılımcı. Hem yaş itibarıyla hem de bütün gün oturarak iş yaptığı için, ona göre ağır sayılabilecek hobi seçmiş kendine. Bir de bu noktadan bak olaya. Tamam haklısın sonuçta onun yaptığı da bir hobi, ahşap boyama kursuna giden bir ev hanımının yaptığı da bir hobi… Neticede ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Fakat blog sahibinin tek istediği şey, fotoğrafı kullanılırken kendisinden izin alınması.

      Mithat

      • Sevgili Mithat, beni biraz yanlış anlamışsın. Öncelikle şunu söyleyeyim. İnternet, bir özgürlük ortamıdır. İnternete koyduğun bir ürün artık herkesin malıdır. Tersi ise zaten ticarettir. Eğer ticari bir ürününü, bir başkası rızan dışında alırsa ya da kullanırsa, bu zaten bu illegal bir iştir. Benim savunduğum şey şu: ortada ticari bir ürün yok. Google’da indekslenmesine izin verilerek, zaten artık internete mal olmuş bir fotoğraf var. Bunun thumbnail olarak kullandı diye, bir basın emekçisine ithamda bulunmak biraz ağır olmuş.

        • Melek, fotoğrafın ticari amaçla kullanılmasını gözardı ediyorsunuz.

          “sosyal medya emekcisi” olmak , fotoğraf çekerek olmaz. Sosyal medya benim için ticari bir işdir. Bu blog ise fotoğraflarımı amatör olarak yayınladığım yerdir, ilk gözağrımdır.

          sevgiler

          • Merhaba Özgür, benim asıl merak ettiğim şey şu: Kendi fotoğrafının bir thumbnail’i başka bir sitede kullanılınca, karşı tarafı suçluyorsun. Peki sen nasıl Bülent Ortaçgil’in yıllar önce yaptığı bir dinleti kaydının illegal download linkini kendi sitende verebiliyorsun? Bkz: http://ozgurozkok.wordpress.com/2007/04/20/biz-sarkilarimizi-pazarlamayiz-bulent-ortacgil-fikret-kizilok/

            Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Bu linki vermeden önce Kızılok ailesinden izin aldın mı? Çünkü bu kayıtların kullanım hakkı, rahmetli Fikret Kızılok’a aittir.(Bunu Bülent Ortaçgil 2008 yılında Radikal gazetesine verdiği bir röportajda belirtmişti) Merak ediyorsan söyleyeyim: Ben de senin yaptığın gibi senin sayfanın bir screnshot’ını aldım. :)

            Sevgiler.

            • Böyledir bunlar Melek… çok güzel yazmışsın. “Gerçek” bir sosyal medya emekçisi olarak sana teşekkür ediyorum.

            • Melek,

              (1)
              proleteri fransızca açıklamadan önce, Marx okuyarak “bir ürünü karşılığını ödemeden almanın ” anlamını öğrenmenizi öneririm.

              Fotoğrafları çekmek için bir emek harcıyorum. Fotoğrafları yayınlıyorum. Basit bir kuralım var. İsteyen istediği kadar kullanabilir. Kullanımda benim adımı belirtmesi yeterlidir. Buradaki emeğin bedeli budur. Fotoğrafların raw dosyalarınıda isteyenlere gönderiyorum.

              Durum böyleyken emeğimin karşılığını ödemeden kullanan Hürriyet ‘i teşhir ediyorum. Kullanım kurallarına uymadan fotoğraflarımı ticari kullananları teşhir ederim. Buna hakkım var.

              İşini iyi yapmayan editörüde savunamam. Her emekci işini iyi yapmak zorundadır. Sınıf bilinci bunu gerektirir.

              (2)
              Bu blog ingilizcedir. Bu blogda ingilizce olmayan tek yazı burasıdır. Blogun esas ziyaretcilerine bu durumu teşhir etmek istemedim.

              (3)
              Özgür Mutfak daki 2007 yılındaki yazıyı “ekran kopyası almadan önce” tekrar okursanız anlayacaksınız.
              Bülent Ortaçgil ‘i bir şeyleri paylaştığımı söyleyebilecek kadar tanıyorum. O tarihde albüm planı yoktur.

              Bu iki blog kişisel bloglardır. Bir “sosyal medya emekcisi” nin acemilik zamanında başladığı kişisel paylaşımlarıdır. Sosyal medya işlerim çoğalınca bloglarıma vakit ayıramaz oldum. Ziyaret ederek, yorum yaparak katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim.

              sevgiler / özgür

  2. Bir başka Mustafa

    Hz. İsa’ya zina etmiş iddiasıyla bir kadın getirilir. Hz. İsa’dan kadını cezalandırması istenir. Yasalara göre zina eden kadının taşlanması gerekir. Hz. İsa, kalabalığa şunları söyler: “İlk taşı günahsız olan atsın!”. Başını çevirip baktığında etrafında taş atacak hiç kimseyi bulamaz. Taş atabilecek bir tek günahsız kimse yoktur ortalıkta.

    Ben de bu anekdottan yola çıkarak diyorum ki: Bilgisayarında lisanssız yazılım olmayanlar, korsan film almayanlar ve ilegal yollardan MP3 indirmeyenler… bu konuda yorum yapsınlar ve de “Aslansın Özgür. Haydi bastır!” desinler.

  3. Böyledir bunlar, destekliyorum mücadeleni.

  4. Merhaba Özgür, bu konuyu büyük bir kurumun, amatör bir fotoğrafçının emeğini sömürmesi olarak yorumlamanı pek doğru bulmuyorum. Bunu, sözkonusu kurumu korumak amacıyla yaptığımı düşünme sakın. Senin kızdığın olay aslında, Web sitesini güncellenmesinden sorumlu olan onlarca Web editöründen birinin yaptığı bir iş… Hürriyet gibi büyük gazetelerin sitelerinde hergün yüzlerce haber girişi yapılıyor. Sanırım bu haber gazetede fotoğrafsız yayımlandı. Bunun girişini yapan Web editörü de buna ana sayfadan link verebilmek için görsel bir malzemeye ihtiyaç duydu ve hemen Google’da arama yapıp karşısına çıkan ilk fotoğrafı kullandı. Tabii editörün yaptığını savunmuyorum. Fakat bir Web editörü hatası yüzünden de bir kurumu suçlamanı doğru bulmuyorum. Çünkü hiçbir portalın bünyesinde bildiğim kadarıyla, bu tür hataların önüne geçebilecek bir mekanizma yok… Eğer Hürriyet, bu haberi basılı gazetede yayımlarken de senin fotoğrafı kullandıysa, o zaman söz konusu suçlamaları yapman daha yerinde olur. Bence o günkü gazeteyi temin edip, kontrol etsen iyi olur. Sevgiler… – Barış

Leave a comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.